Normaldir; yazılanları, açıklananları ilk okuyuşta, tam olarak karşımızdakinin aklındakileri anlayabilmek zordur. Okuduklarımdan benim anladıklarım hiç hoş değil, gözümde oluşan tablo insani hislerimi zedeliyor. Zaten piyasa yapmak için orada olacak olan saçma sapan insanların hayatileri o kadar insanın önünde rezil edeceğini görüyorum. İnanamıyorum EPOL'ün böylesine bir uygulamayı yapacak olmasına. İlk olarak Mabbas'a soruyorum durumu; kendisinin de yeni haberi olduğunu ve gündeme taşıdığını iletiyor. Anlıyoruz ki fikir Pozitif'ten bağımsız olarak Efes tarafından çıkmış. Efes Pilsen İletişim Müdürü Emre Bey' e mail atıyorum; aklımda oluşan tabloyu çiziyorum ve yanlış yere eleştirmemek için; kendisinden, Hayati uygulamasının tam kapsamını öğrenmek istiyorum.
Emre Bey de, zaten; gün boyu gerek ekşi sözlük'teki; gerekse başta hafifmuzik olmak üzere diğer sitelerden ve çevresindekilerden gelen yorumlardan haberi olmuş olacak ki konuyu tekrar görüşeceklerini belirtiyor. Sonraki gün verdiği cevapla Hayati uygulamasının kapsamının daraltıldığını anlıyorum. Yine gün boyu twitter ve facebook'tan da öğreniyoruz ki sırtta taşıma ve yeme-içme sırasında bekleme olayı kapsamdan çıkartılmış; onun yerine, güneş ışınlarından korunmak amaçlı güneş kremi, ıslak mendil, serinletici su spreyi, çimlere oturmak için küçük kilim temini gibi festival ruhunu yansıtacak eğlenceli aktiviteler eklenmiş. Efes Pilsen bir hatadan geri dönmüş.
Belli ki üzerine çok düşünülmeden; bir anlık bir fikir olarak çıktı bu hayati uygulaması. Sonrasında yapılan eleştirilerin ardından Efes Pilsen'in bu hatasından geri dönmesi iyi oldu.
Hayati uygulamasının yeni kapsamı gayet anlaşılabilir ve festival ruhunu fazlasıyla yansıtan şeyler. Yemek-içki sırası olayı ve sırtta taşıma durumu diğerlerinden oldukça farklı idi. Neden derseniz;
- Diğer festival katılımcılarının hakkaniyet hislerini zedeleyici şeyler bunlar. Yani uzun bir kuyrukta tuvalet sırası beklerken; kuponu olan birisinin Hayati'nin yerine geçip sıranızı ihlal etmesi kabul edilemez. (Bunu EPOL'ün meşrulaştırması diyelim)
- Hayati lerin gün boyu farklı bir üniformayla festival alanında yemek-içki sırasında dolanmaları insanların gözü önünde küçük düşmelerine neden olacak ve insani hislerimi zedeleyecekti. Hele ki sadece piyasa yapmak için orada olan ve insanı duyguları minimum düzeyde olan 'insanlar'ın; Hayati'leri; o kalabalıkta ciddi küçük düşüreceği ihtimali bir hayli yüksekken.
- Konserlerde sırtta taşıma olayı da yine bu iki nedeni kapsamasının yanında; ek olarak, görüntü itibariyle de hoş olmayacağı durumu da var maalesef.
Güvenlik görevlileri, yemek-içki standında çalışan arkadaşlar ve ekibin diğer tüm çalışanları halihazırda toplum tarafından kabul görmüş iş kolları arasında görevlerini icra ederken ve belirli bir hizmet sınırı çerçevesinde hakları var iken (aynı bizim günlük yaşantımızda çalıştığımız işler gibi); Hayati'lerin ilk kapsamda yapacakları bana 'kölelik' gibi geliyordu. İş tanımı-çerçevesi tam olarak çizilemeyeceği için, belirli bir hizmet sınırı yokmuş gibi anlaşılacak ve hiç hoş olmayan görüntüler yaşanabilecekti.
Aklıma askerde; cezaevinde tutulan; farklı bir üniforma giymiş ve kafasını kaldırmadan verilen her türlü işi yapan hükümlüler geliyor. Bunu gerçekten kabul edemiyorum.
Ha bu olay EPOL gibi bir müzik festivali haricinde başka bir yerde olsaydı bu kadar üzülmezdim, tepki vermezdim; benim hayalkırıklığım bu uygulamanın müzik ve eğlence için gerçekleşecek olan bir festivalde olacak olması idi.
Yalnız bu olayın ortaya çıkışının ardından gözlemlediklerimi de eklemeden geçemeyeceğim.
-Müzik sektöründeki önemli isimlerden Mehmet Tez'in, Doğu Yücel'in yazısını sitesine koymasının yanında; kendisinden de ilk aşamada olumlu veya olumsuz yorumlar beklerdik.
-Hafifmuzik'te yazının alt tarafına yazılan yorumlardan bazıları ciddi anlamda komik olmuş. Böylesine bir uygulamanın savunulmasını anlayamıyorum.
-Yurtdışındaki bir festivali örnek gösterip, bu uygulamayı meşrulaştırmak da kabul edilemez. Zira oradaki uygulama festivaldeki bir markanın uygulaması ve işin tanımı da oldukça farklı. Bunu direk olarak EPOL'ün yapacak olması olayı farklı kılar.
-Bu olayı festivaldeki diğer iş kolları(güvenlik görevlileri, çöpleri toplayan çalışanlar, stand görevlileri) ile benzeştirip; hatta hepimizin günlük yaptığı işlerle aynı şey demek saçmalamaktır.
-Olayı "kapitalizm işte, normal yani ne var" şeklinde yorumlamak kavramları algılayamamaktır.
-"Bu olaya gösterdiğiniz tepkiyi diğer şeylere göstersenize" demek de olayı kavrayamamaktır. EPOL; Efes gibi müzik açısından önemli bir markanın 9 yıldır devam eden bir festivalidir ve müzikseverler açısından muazzam bir imajı vardır. Tepki verdiğimiz şey bu olayı EPOL'un yapacak olmasıydı, başka bir mecra değil.
-Efes Pilsen'in Hayati uygulamasının ilk kapsamını bir 'espriydi' gibi sunmasını üzülerek izledim.
-Hayati olayının viral pazarlama olduğu fikrine kesinlikle katılmıyorum. Festivalin 9 yıllık bir geçmişi, süper bir line-up'ı var. Efes Pilsen gibi güçlü bir markanın Hayati'ye bel bağlamayacağını adım gibi biliyorum.
Konu hakkında, henüz okumadıysanız internetten bir kaç yazı:
-‘Hayati’ Azat Edildi:
http://cadde.milliyet.com.tr/2010/06/12/HaberDetay/1249774/_HAYATi__AZAT_EDILDI
-Bu yılki Efes Pilsen One Love’da yer alacak bir uygulamaya eleştiri var!
http://www.hafifmuzik.org/?p=8439#more-8439
-Portekiz'deki Uygulama:
http://www.bigumigu.com/haber.asp?hid=2123
-Hayatilik Müessesesi:
http://13melek.blogspot.com/2010/06/hayatilik-muessesi.html
-Hayati'm Gazım Var:
http://atgotten.blogspot.com/2010/06/hayatim-gazm-var.html
Sonuç olarak:
-Her şeyde hata yapılabilir, hatadan geri dönülmesi erdemdir.
-EPOL'ün Hayati uygulaması için gördük ki yine eleştirmeyi bilmiyoruz. Kulaktan dolma bilgilerle; tam olarak bilgi sahibi olmadan yorumlar yapıyoruz. Daha yapıcı ve çözüme yönelik yorumlar yerine "bir şey olsa da saldırsak" türü yorumlar yapıyoruz.
-Ya sev ya terk et mantığıyla bir yere varmaya çalışıyoruz. Hem sevelim, hem de sonuna kadar eleştirelim.
-"Aramız bozulmasın, eleştirmeyelim" türü yaklaşımları etik olarak doğru bulmuyoruz.
Kalbimiz biraz kırılmış olsa da biricik festivalimiz EPOL'e sadece beş gün kaldı. Hadi kaçırmayın, siz de gelin.
Reset! Magazine adına Gökhan Karabıçak
0 comments:
Yorum Gönder