30 Haziran 2010 Çarşamba

Sun.Day.Sky'da İlk Grup Belli Oldu: Wufi


Ve beklenen gerçekleşti, sun.day.sky ilk grubunu açıkladı!

17 Temmuz cumartesi akşamı saat 20:30'da WUFI santralistanbul'u sallayacak!

Cem Özel, Can Saban, Ali Rıza Şahenk'ten oluşan Wufi, daftpunk, bodyrockers, portecho gibi grupların hepsinden bir parça taşıyor. Shut Up, Baf Baf ve E5 gibi parçalarıyla dikkatleri bir anda üzerlerine çeken grubun sahne performansıysa ayakları yerden kesiyor. Daha önce Rock'n Coke sahnesinde dinlediğimiz Wufi, bu kez 17 Temmuz Cumartesi akşamı saat 20:30'da sun.day.sky festivalinde dinleyenlerini coşturacak!

27 Haziran 2010 Pazar

Benicassim Festivali'ne Gidiyoruz

Bu yaz Rock n Coke'un yokluğunda festivalsiz kalmayalım diyoruz ve Benicassim Festivali'ne, İspanya'ya gidiyoruz. Sen de gelsene.

Benicassim; Barcelona ve Valencia arasında; deniz kenarında bulunan bir kasaba ve Avrupa'nın en güzel festivallerinden biri, her sene Temmuz ayının ikinci haftası burada düzenleniyor. Deniz kenarında olması, güçlü line-up'ı ve müziğin sabaha kadar devam etmesi müzikseverleri Benicassim Festivali'ne çekiyor. Bu sene ise 15-16-17-18 Temmuz tarihlerinde yine müzikseverler Benicassim'e akın edecek.

Festival'in Resmi Sayfası: http://fiberfib.com/

Tahmini Maaliyet Ne Kadar Olur?

Aşağıda daha ayrıntılı bilgi var ama özetleyelim. Konaklamalı Festival Bileti + Gidiş-Dönüş Uçak(10-19 Temmuz) + Konaklama = 1000 TL. Tabii buna havaalanı vergileri, vize ücreti vs vs gibi ücretler de eklenecek.

Line-Up'ta Kimler Var?

Benicassim'in line-up'ı biraz yavaş ilerliyor. Şu ana kadar açıklanan isimler arasında Gorillaz, Kasabian, The Vampire Weekend, The Prodigy, Klaxons, the Cribs, Goldfrapp, four Tet, Hot Chip, Ian Brown, Peter Hook, Ray Davies,Two Door Cinema Club, Public Image Limited, Broken Bells, Calvin Harris vs vs gibi isimler var. Tüm line-up aşağıdaki link'te mevcut. İlerleyen haftalarda line-up'a grup-müzisyen eklenmeye devam edecek.
http://fiberfib.com/en/line-up/benicassim-festival-2010/

Bilet Ücretleri Ne Kadar? Nasıl Temin Edicez?

Festivalde canlı performanslar 4 gün boyunca devam edecek. Ama isteyenler 12-20 Temmuz arasında festival alanında konaklayabilecek. Bilet ücreti 160 Pound = 370 TL. Biletleri en kolay internetten alıp, printer çıktısı ile ayarlıyoruz. Daha ayrıntılı bilgi:
http://tickets.fiberfib.com/information-benicassim/

Festival Nerede? Nasıl Gidilir?

Festival Benicassim'de. Valecia'ya 90 km, Barcelona'ya ise 250 km uzaklıkta. Uçak ile Barcelona'ya; ardından da tren ile festival alanına gitmek mantıklı.
Uçak biletleri 10-19 Temmuz tarihlerinde, gidiş-dönüş 220 Euro = 430 TL. Daha ucuz bişeyler de kovalarız elbette. Daha ayrıntılı bilgi:
http://www.spanair.com/web/en-gb/
http://fiberfib.com/en/useful-info/getting-here/

Nerede Kalıcaz?

Festival tarihlerinde hava oldukça sıcak olacak tahmin ettiğiniz üzre. Bu nedenle çadırda kalmak çok kasabilir. Uykusuz günler geçirebiliriz. Bu nedenle festival alanına yakın yerlerde, ucuz hosteller kovalıcaz. Tahmini 4 günlük maaliyet 100-200 TL arasında olacaktır.
Daha ayrıntılı bilgi:
http://fiberfib.com/en/useful-info/where-to-sleep/

Benicassim 2009 Fotoğraflarına Bakıp Heyecanlanalım Mı?

http://www.flickr.com/photos/fiberfib/sets/72157621220811816/

Facebook Fan Page:http://www.facebook.com/benicassimfestival

Twitter'dan takip edin:http://twitter.com/fiberfib

25 Haziran 2010 Cuma

Babylon Aya Yorgi Oldies But Goldies Partisiyle Sezonu Açıyor

11 Haziran’da yeni yerinde Çeşme Aya Yorgi koyunda plajı hizmete sokan Babylon, konser ve parti sezonunu açmakta da gecikmiyor. 25 Haziran’da Oldies But Goldies partisiyle gece kapılarını açacak olan Babylon Aya Yorgi’de yaz sezonu hızlı ve eğlenceli geçecek. Açılış gecesinden bir sonraki gece Cumartesi ise efsanevi grup MFÖ Babylon Aya Yorgi’de unutulmaz bir konser vermeye hazırlanıyor. Konserin biletleri Biletix üzerinden satışa çıktı.

Her Cuma Tüm Zamanların En Popüler Partisi Oldies But Goldies Partisi Babylon Aya Yorgi’de

Oldies but Goldies partisi ile eğlence Çeşme’de kaldığı yerden devam ediyor. Efes Pilsen sponsorluğunda Babylon Aya Yorgi'de Oldies but Goldies geceleri nostalji severleri bekliyor. Babylon İstanbul’da her ay günler öncesinden biletleri tükenen ve günün ilk ışıklarına kadar süren bir şehir efsanesi Oldies but Goldies'de; Depeche Mode, The Cure, Madonna, A-Ha, Chic, Duran Duran, Snap, Cyndi Lauper, ABBA, Donna Summer, James Brown, Nena, Culture Club, U2, Blondie, The Smiths, Wham!, Frankie Goes To Hollywood, Michael Jackson ve The Clash gibi hiç eskimeyen isimler ve unutulmayan şarkıları Mabbas ve Murat Beşer’in maharetli DJ setleri ve Engin Eraydın’ın etkileyici görselleriyle yaz boyunca her Cuma Babylon Aya Yorgi'de.

15 Haziran 2010 Salı

Efes Pilsen One Love Festival'de Müthiş Filmler

Geçen hafta yaşananların ardından kalbimiz biraz kırılmış olsa da; biricik festivalimiz EPOL'e sadece bir kaç gün kaldı. Festivalde bu sene müziğe doyacağız ama dileyenler için bir de sinema salonu düşünüldü. Birbirinden harika müzik üzerine filmler Club 14.1'de bizlerle olacak.

Part Of The Weekend Never Dies: Hala izlemeyen varsa neler kaçırdığı konusunda en ufak bir fikre sahip değildir. Tüm zamanların en gaza getirici filmi olması muhtemel, benim de kişisel favorim. Soulwax ve 2ManyDJs'in tur hikayesi bu filmde. Cumartesi ve Pazar günü saat 14.30'da mutlaka izleyin.

24 Hour Party People: Artık efsaneleşmiş bir filmden bahsediyoruz. 80'lere damgasını vuran Happy Mondays, Joy Division ve New Order ekseninde dönemin çılgın şehri Manchester gözler önüne seriliyor. Hacienda Club ve Factory Records'ın Tony Wilson'ı; Michael Winterbottom'ın yönetimiyle bu filmde. Pazar günü 15:45'te.

All Tomorrow's Parties: Nam-ı diğer ATP'yi; henüz bu senenin başında If İstanbul'da; ahlar vah lar çekerek izlemiştik. Bildiğiniz festivallere benzemeyen; katılımcıların da aktif olarak festivalin bir parçası olduğu bu güzel etkinliğin belgeselini kaçırmayın.Cumartesi 16:55 ve Pazar 20.00'de.

Heima: Kuzeyin en muhteşem grubu Sigur Ros'un; 2006 yılında ansızın memleketleri İzlanda'da verdiği turla ilgili bir film. Ansızın diyoruz çünkü hiç bir promosyon, reklam yapılmadan; konser salonları haricinde herhangi bir yerde verdikleri bir turdan bahsediyoruz. Cumartesi günü 18:35'te biz de orada olacağız.

No Distance Left To Run: Blur'un 99'taki 13 albümünün şahane şarkısının isim verdiği bir Blur filmi. Zamanında Mabbas ve sonrasında Şehnaz'dan bol bol methini duymuştuk ama izleyememiştik. Kısmet Efes Pilsen One Love Festivaleymiş. Grubun kuruluşundan, dağılmalarına ve sonrasında geçen yaz turne için tekrar birleşmeleri süresince yaşananların anlatıldığı film. Vakti zamanında amansız rakipleri olan Oasis de boy gösteriyor. Pazar günü 18:00'da.

14 Haziran 2010 Pazartesi

Hayati: Bir Hatadan Geri Dönmek

Salı akşamı Litera'dayız; Efes Pilsen One Love Festival'ın basın toplantısında. Biraz geciktiğimiz için Efes Pilsen İletişim Müdürü Emre Bey'in açıklamasını kaçırmış bulunuyoruz. Açıklamadan; sonraki gün ekşisözlük'teki EPOL başlığına girilen 14 entry ile haberim oluyor. Siteye girip güncellenen basın bültenini okuyorum; okuduklarıma inanamıyorum. Konuyu biliyorsunuz zaten tekrar yazmanın alemi yok.

Normaldir; yazılanları, açıklananları ilk okuyuşta, tam olarak karşımızdakinin aklındakileri anlayabilmek zordur. Okuduklarımdan benim anladıklarım hiç hoş değil, gözümde oluşan tablo insani hislerimi zedeliyor. Zaten piyasa yapmak için orada olacak olan saçma sapan insanların hayatileri o kadar insanın önünde rezil edeceğini görüyorum. İnanamıyorum EPOL'ün böylesine bir uygulamayı yapacak olmasına. İlk olarak Mabbas'a soruyorum durumu; kendisinin de yeni haberi olduğunu ve gündeme taşıdığını iletiyor. Anlıyoruz ki fikir Pozitif'ten bağımsız olarak Efes tarafından çıkmış. Efes Pilsen İletişim Müdürü Emre Bey' e mail atıyorum; aklımda oluşan tabloyu çiziyorum ve yanlış yere eleştirmemek için; kendisinden, Hayati uygulamasının tam kapsamını öğrenmek istiyorum.

Emre Bey de, zaten; gün boyu gerek ekşi sözlük'teki; gerekse başta hafifmuzik olmak üzere diğer sitelerden ve çevresindekilerden gelen yorumlardan haberi olmuş olacak ki konuyu tekrar görüşeceklerini belirtiyor. Sonraki gün verdiği cevapla Hayati uygulamasının kapsamının daraltıldığını anlıyorum. Yine gün boyu twitter ve facebook'tan da öğreniyoruz ki sırtta taşıma ve yeme-içme sırasında bekleme olayı kapsamdan çıkartılmış; onun yerine, güneş ışınlarından korunmak amaçlı güneş kremi, ıslak mendil, serinletici su spreyi, çimlere oturmak için küçük kilim temini gibi festival ruhunu yansıtacak eğlenceli aktiviteler eklenmiş. Efes Pilsen bir hatadan geri dönmüş.

Belli ki üzerine çok düşünülmeden; bir anlık bir fikir olarak çıktı bu hayati uygulaması. Sonrasında yapılan eleştirilerin ardından Efes Pilsen'in bu hatasından geri dönmesi iyi oldu.

Hayati uygulamasının yeni kapsamı gayet anlaşılabilir ve festival ruhunu fazlasıyla yansıtan şeyler. Yemek-içki sırası olayı ve sırtta taşıma durumu diğerlerinden oldukça farklı idi. Neden derseniz;

- Diğer festival katılımcılarının hakkaniyet hislerini zedeleyici şeyler bunlar. Yani uzun bir kuyrukta tuvalet sırası beklerken; kuponu olan birisinin Hayati'nin yerine geçip sıranızı ihlal etmesi kabul edilemez. (Bunu EPOL'ün meşrulaştırması diyelim)

- Hayati lerin gün boyu farklı bir üniformayla festival alanında yemek-içki sırasında dolanmaları insanların gözü önünde küçük düşmelerine neden olacak ve insani hislerimi zedeleyecekti. Hele ki sadece piyasa yapmak için orada olan ve insanı duyguları minimum düzeyde olan 'insanlar'ın; Hayati'leri; o kalabalıkta ciddi küçük düşüreceği ihtimali bir hayli yüksekken.

- Konserlerde sırtta taşıma olayı da yine bu iki nedeni kapsamasının yanında; ek olarak, görüntü itibariyle de hoş olmayacağı durumu da var maalesef.

Güvenlik görevlileri, yemek-içki standında çalışan arkadaşlar ve ekibin diğer tüm çalışanları halihazırda toplum tarafından kabul görmüş iş kolları arasında görevlerini icra ederken ve belirli bir hizmet sınırı çerçevesinde hakları var iken (aynı bizim günlük yaşantımızda çalıştığımız işler gibi); Hayati'lerin ilk kapsamda yapacakları bana 'kölelik' gibi geliyordu. İş tanımı-çerçevesi tam olarak çizilemeyeceği için, belirli bir hizmet sınırı yokmuş gibi anlaşılacak ve hiç hoş olmayan görüntüler yaşanabilecekti.

Aklıma askerde; cezaevinde tutulan; farklı bir üniforma giymiş ve kafasını kaldırmadan verilen her türlü işi yapan hükümlüler geliyor. Bunu gerçekten kabul edemiyorum.

Ha bu olay EPOL gibi bir müzik festivali haricinde başka bir yerde olsaydı bu kadar üzülmezdim, tepki vermezdim; benim hayalkırıklığım bu uygulamanın müzik ve eğlence için gerçekleşecek olan bir festivalde olacak olması idi.

Yalnız bu olayın ortaya çıkışının ardından gözlemlediklerimi de eklemeden geçemeyeceğim.

-Müzik sektöründeki önemli isimlerden Mehmet Tez'in, Doğu Yücel'in yazısını sitesine koymasının yanında; kendisinden de ilk aşamada olumlu veya olumsuz yorumlar beklerdik.

-Hafifmuzik'te yazının alt tarafına yazılan yorumlardan bazıları ciddi anlamda komik olmuş. Böylesine bir uygulamanın savunulmasını anlayamıyorum.

-Yurtdışındaki bir festivali örnek gösterip, bu uygulamayı meşrulaştırmak da kabul edilemez. Zira oradaki uygulama festivaldeki bir markanın uygulaması ve işin tanımı da oldukça farklı. Bunu direk olarak EPOL'ün yapacak olması olayı farklı kılar.

-Bu olayı festivaldeki diğer iş kolları(güvenlik görevlileri, çöpleri toplayan çalışanlar, stand görevlileri) ile benzeştirip; hatta hepimizin günlük yaptığı işlerle aynı şey demek saçmalamaktır.

-Olayı "kapitalizm işte, normal yani ne var" şeklinde yorumlamak kavramları algılayamamaktır.

-"Bu olaya gösterdiğiniz tepkiyi diğer şeylere göstersenize" demek de olayı kavrayamamaktır. EPOL; Efes gibi müzik açısından önemli bir markanın 9 yıldır devam eden bir festivalidir ve müzikseverler açısından muazzam bir imajı vardır. Tepki verdiğimiz şey bu olayı EPOL'un yapacak olmasıydı, başka bir mecra değil.

-Efes Pilsen'in Hayati uygulamasının ilk kapsamını bir 'espriydi' gibi sunmasını üzülerek izledim.

-Hayati olayının viral pazarlama olduğu fikrine kesinlikle katılmıyorum. Festivalin 9 yıllık bir geçmişi, süper bir line-up'ı var. Efes Pilsen gibi güçlü bir markanın Hayati'ye bel bağlamayacağını adım gibi biliyorum.

Konu hakkında, henüz okumadıysanız internetten bir kaç yazı:

-‘Hayati’ Azat Edildi:
http://cadde.milliyet.com.tr/2010/06/12/HaberDetay/1249774/_HAYATi__AZAT_EDILDI

-Bu yılki Efes Pilsen One Love’da yer alacak bir uygulamaya eleştiri var!
http://www.hafifmuzik.org/?p=8439#more-8439

-Portekiz'deki Uygulama:
http://www.bigumigu.com/haber.asp?hid=2123

-Hayatilik Müessesesi:
http://13melek.blogspot.com/2010/06/hayatilik-muessesi.html

-Hayati'm Gazım Var:
http://atgotten.blogspot.com/2010/06/hayatim-gazm-var.html

Sonuç olarak:
-Her şeyde hata yapılabilir, hatadan geri dönülmesi erdemdir.
-EPOL'ün Hayati uygulaması için gördük ki yine eleştirmeyi bilmiyoruz. Kulaktan dolma bilgilerle; tam olarak bilgi sahibi olmadan yorumlar yapıyoruz. Daha yapıcı ve çözüme yönelik yorumlar yerine "bir şey olsa da saldırsak" türü yorumlar yapıyoruz.
-Ya sev ya terk et mantığıyla bir yere varmaya çalışıyoruz. Hem sevelim, hem de sonuna kadar eleştirelim.
-"Aramız bozulmasın, eleştirmeyelim" türü yaklaşımları etik olarak doğru bulmuyoruz.

Kalbimiz biraz kırılmış olsa da biricik festivalimiz EPOL'e sadece beş gün kaldı. Hadi kaçırmayın, siz de gelin.

Reset! Magazine adına Gökhan Karabıçak